Herhangi yeterli bir şüphe olmaksızın, yalnızca bir takım tanık ifadelerine yer verilerek TÜBİTAK’ta muhasebeci olarak başvurucunun ‘Şüphe Feshi’ kapsamında sözleşmesi iptal edilmiştir.
MAHKEME'NİN CEVAPLAMASI İÇİN HÜKÜMET'E YÖNELLTİĞİ SORULAR
1. Başvurucu, 12 Ekim 2017 tarih ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. maddesinde öngörülen zorunlu arabuluculuk usulü kapsamında kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı için arabulucuya başvurdu mu? Eğer öyleyse, bu usulün sonucu nedir?
2. Başvurucunun, ulusal mahkemelerin iş sözleşmesini fesheden işvereninin eyleminin "şüphe feshi" kavramına atıfta bulunarak etkili bir adli inceleme yürütmediğini iddia ettiği dikkate alınarak Sözleşme'nin 6. maddesi anlamında adil yargılanma hakkı ihlal edilmiş midir? (bakınız, gerekli değişikliklerle birlikte, Pişkin v. Türkiye, no.33399/18, §§ 136-152, 15 Aralık 2020)?
Özellikle, İş Kanunu'nun 18. maddesi ve Uluslararası Çalışma Örgütü'nün Hizmet İlişkisine Son Verilmesi Sözleşme'nin 4. maddesi (1982 (No. 158)) dikkate alındığında, Gebze İş Mahkemesi'ne göre, başvurucunun iş sözleşmesinin feshi için temel oluşturan “geçerli neden” neydi?
Gebze İş Mahkemesi'nin 27 Aralık 2016 tarihli kararında izlediği gerekçe keyfi veya açıkça mantık dışı sayılabilir mi?
Taraflar, (a) başvurucunun iş sözleşmesinin ve (b) başvurucunun tabi olduğu işten çıkarma tedbirinin yasal rejimlerini ve (c) ulusal mahkemelerin ilgili içtihatlarını açıklamaya davet edilmektedir.
3. Anayasa Mahkemesi, Sözleşme'nin 6 § 1 maddesinin gerektirdiği şekilde kararında yeterli gerekçeler gösterdi mi?
4. Başvurucunun, Sözleşme'nin 8. maddesi (özellikle bakınız, Türk Anayasası'nın 17. maddesi (maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkı) ve 49. maddesi (çalışma hakkı) ile ilgili şikayetler) anlamında özel hayata saygı hakkının ihlaline ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi'ne esasen bir şikayette bulunduğu düşünülebilir mi?
Eğer öyleyse, Mahkeme'nin konuyla ilgili içtihatları (bakınız, Denisov v. Ukrayna [BD], No. 76639/11, § 95, 25 Eylül 2018 ve yukarıda anılan Pişkin, §§ 204-234) ve işten çıkarmanın iddia edilen sonuçları göz önünde bulundurularak, Sözleşme'nin 8. maddesinin söz konusu dava için geçerli olduğu ve başvurucunun özel ve aile hayatına saygı gösterme hakkının ihlal edildiği düşünülebilir mi?
Eğer öyleyse, bu hakkın kullanılmasına müdahale yasalarca öngörülmüş ve Madde 8 § 2 kapsamında gerekli miydi?
5. Türkiye, Sözleşmenin 15 § 1 Maddesi uyarınca Sözleşmeden doğan yükümlülüklerini askıya alma hakkını kullandığından, başvurucu Sözleşme’nin yukarıdaki hükümlerine geçerli bir şekilde dayanabilir mi?
Mahkeme'nin Hükümet'e yönelttiği soruların orijinal metnine ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz. Ayrıca bu metnin Türkçe çevirisini de aşağıda bulabilirsiniz:
Commenti