top of page

AİHM'İN 144 YARGIÇ HAKKINDAKİ DÜNKÜ KARARLARININ TÜRKÇE ÇEVİRİSİ, BAŞVURAN LİSTESİ, İKİ ÖNEMLİ HUSUS

#AİHM, dün verdiği iki kararıyla (Ayvaz ve Diğerleri v. Türkiye davası ile Kılınçlı ve Diğerleri v. Türkiye davası) 15 Temmuz tarihli darbe girişimi sonrası #FETÖ/PDY'ye üye olma iddiasıyla tutuklanan 144 eski yargı mensubu hakkında ‘tutuklandıkları anda makul şüphe bulunmaması’ nedeniyle 'Özgürlük ve Güvenlik Hakkı'nın ihlal edildiğine karar verdi ve on iki başvurucu hariç her bir başvurucu için de 5.000 avro tazminat ödenmesine kesin olarak hükmetti.


Yine #AİHM 'İş Yoğunluğu, #Mahkeme önünde çok sayıda benzer dava bulunması ve de daha fazla incelemenin Mahkeme içtihadına katkı sağlayamayacağı' bahanesiyle haksız bir şekilde başvurucuların diğer şikayetlerini incelememeye karar verdi. Karar Komite tarafından verildiği için kesin bir karardır ve de #Hükümet ilgili başvuruculara belirlenen ödemeyi karar tarihinden itibaren 3 ay içinde yapacaktır.


ÖNEMLİ HUSUSLAR


I. AİHM ON İKİ BAŞVURUCU İÇİN TAZMİNATA HÜKMETMEMİŞTİR

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi süresi içerisinde tazminat talebinde bulunmayan on iki kişi için herhangi bir tazminata hükmetmemiştir. İşin ilginç tarafı bu on iki kişiden en az sekizinin Hükümet’in gözlemlerine cevap verdikleri halde herhangi bir adil tazmin talebinde bulunmamalarıdır. Bu nedenle Hükümet’in gözlemlerine cevap verilse dahi adil tazmin talebinde bulunulması gerekir.


Ayvaz ve Diğerleri v. Türkiye davası’nın ilgili kısmı aşağıdaki gibidir:


Kılınçlı ve Diğerleri v. Türkiye davası’nın ilgili kısmı aşağıdaki gibidir:


II. Dava Dosyasında Bulunan Delillere Net Olmayan ve Genel Bir Şekilde Yapılan Bir Atfın Tutuklama Gerekçesi Olamayacağı

Sulh ceza hakimliklerinin verdiği tutuklama ve tutukluluğunun devamı kararlarında yer alan gerekçeler kısa ve özdür, bu kararlar şüpheli ile ilgili kişisel bir açıklama içermeyen hatta bir kısmı şüpheli ile ilgisi olamayıp üçüncü kişilerin eylemlerini içeren basmakalıp karalardır. Örneğin hakimler yalnızca ByLock bulgusuna, Bank Asya hesabının varlığına atıf yapıp bu iddiaların terör örgütü üyeliğini nasıl doğurabileceğine hiç değinmemektedirler, ya da birtakım kişilerin firarda olmasını gerekçe gösterebiliyorlar ve de dosyadaki delilleri hiç kişiselleştirmeden ‘katalog suçlara’ atıf yapıyorlar.


Başvurucuların yargılanmak üzere tutuklanmalarına karar verirken sulh ceza hakimleri, kararlarını yalnızca CMK'nın 100. Maddesine ve “dosyadaki deliller” ile birlikte hükmedilecek muhtemel cezanın ağırlığına genel bir atıfta bulunarak gerekçelendirmeye çalışmışlardır. Sulh ceza hakimleri, şüpheliyi tutuklarken söz konusu delillerin neyi içerdiğini ve neden şüphelinin söz konusu suçu işlediğine dair makul bir şüphe oluşturduğunu fiilen belirtmeden, sadece TCK md. 314’ün hükmün lafzına atıfta bulunmuşlardır. Mahkeme bu bağlamda, daha önceden Baş v. Türkiye, no. 66448/17 kararında vardığı aşağıdaki tespitlerine yer vererek sulh ceza hakimlerinin yeterli, kişiselleştirilmemiş, hukuki bir gerekçelendirme yapmaksızın yalnızca kanun maddelerine atıf yaparak tutuklama kararı vermesini eleştirmiştir. İlgili metin aşağıdadır:



Ayvaz ve Diğerleri v. Türkiye davasında Mahkeme'nin vermiş olduğu kararın İngilizce orijinal metnine ulaşmak için buraya, Kılınçlı ve Diğerleri v. Türkiye davasında Mahkeme'nin vermiş olduğu kararın İngilizce orijinal metnine ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.


Her iki kararın Türkçe çevirisini aşağıda bulabilirsiniz. Söz konusu her iki çeviri yakın zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin veri tabanı HUDOC’ta yayımlanacaktır. İleride yayımlanacak bu çevirilere ulaşmak için bu bağlantıyı kullanabilirsiniz.





Comments


Kadir Öztürk

+90 545 154 8040

Yeşilova Mah. Yeşilova Sok. No:33/1

Çarşamba / Samsun

TÜRKİYE

Adsız_tasarım__1___1_-removebg-preview.png
KÜÇÜK_LOGO-removebg-preview.png

 

Uluslararası alanda tecrübeli bir insan hakları hukukçusu olan Kadir Öztürk, baroya kayıtlı bir avukat değildir.

©2023 Kadir Öztürk

bottom of page