top of page

AİHM'İN HÜKÜMETTEN CEVAPLAMASINI İSTEDİĞİ SORULAR

Yazarın fotoğrafı: Kadir ÖztürkKadir Öztürk

Güncelleme tarihi: 27 Nis 2023


15 Temmuz 2016 tarihi sonrası #FETÖ/PDY üyeliği iddiasıyla tutuklanan ve#Özgürlük ve Güvenlik Haklarının’ ihlal edildiğinden şikâyet ederek#AİHM önünde bireysel başvuru yapan toplamda 2.541 başvurucunun kabul edilemez bulunmayan şikayetleri 23/11/2021 tarihinde #Hükümet’e bildirilmişti. Aşağıda tek tek belirtilen bu davalarda Hükümet’in gözlemleri 24/03/2023 tarihinde başvurucu ya da temsilcilerinin eComms hesaplarına yüklendi. Hükümet savunmasını sundu, ancak Hükümet hangi sorulara cevap verdi? İşte, Mahkeme'nin Hükümet'ten cevaplandırmasını istediği ve Hükümet'in de bu doğrultuda cevaplandırdığı soruları aşağıda bulabilirsiniz.


Orijinal metnin bir örneğini aşağıda bulabilirsiniz:

Ya da aşağıdaki yazıyı okuyabilirsiniz:

DAVANIN KONUSU


Başvurular esas olarak başvuranların 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimi sonrasında FETÖ/PDY (Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması) üyeliği şüphesiyle tutuklanmalarına ilişkindir.


Başvuranlar, aşağıdaki iddialara dayanarak Sözleşme'nin 5. maddesinin ihlal edildiğinden şikayetçidir (her başvuru sahibi tarafından dile getirilen özel şikayetler hakkında ayrıntılı bilgi için ekteki tabloya bakınız):

  • Suç işlediklerine dair herhangi bir şüphe olmaksızın gözaltına alındılar;

  • İlk tutukluluklarını ve/veya devam eden tutukluluklarını haklı çıkarmak için ilgili ve yeterli neden yoktu;

  • Duruşma öncesi tutukluluk süreleri çok fazlaydı;

  • Gözaltı incelemeleri duruşmasız olarak gerçekleşti ve bu incelemeler hakkında Cumhuriyet savcısının görüşü bildirilmedi;

  • Soruşturma dosyalarına erişimleri kısıtlandı;

  • Gözaltına alınmalarına veya serbest bırakılma taleplerine yapılan itirazlar geç incelenmiş veya hiç incelenmemiştir;

  • Tutukluluklarını uzatan kararların kendilerine bildirilmemesi veya bu kararlara itiraz etmelerini engelleyecek bir gecikme ile bildirilmesi;

  • Özellikle avukatlarıyla görüşmelerinin cezaevi yetkilileri tarafından izlendiği gerçeğini göz önünde bulundurarak, tutukluluklarına itiraz etmek için etkili avukat yardımından ve kolaylıklardan yararlandırılmadılar;

  • Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuruları üzerinde inceleme yapması için geçen süre çok fazlaydı.


TARAFLARA SORULAR


Ekteki listeye uygun olarak iletilen şikayetlere dayanarak


1. Başvuru sahipleri, suçun işlenmesine ilişkin “güçlü şüphelerin varlığını gösteren somut kanıtlar” gerektiren Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. Maddesi dikkate alınarak bir suç işlediklerine dair “makul bir şüphe” (özellikle bkz. Fox, Campbell ve Hartley v. Birleşik Krallık, 30 Ağustos 1990, § 32, Seri A No. 182) temelinde gözaltına alınmış sayılabilir mi?

Ayrıca, Anayasa Mahkemesi, makul şüphenin varlığını, başvuru sahiplerinin tutuklanmasına yönelik kararlar alındıktan sonra ortaya çıkan kanıtlara mı dayandırdı?


2. (a) Başvuru sahipleri, Sözleşmenin 5 § 3 maddesi kapsamındaki şikayetleriyle ilgili olarak iç hukukta mevcut olan çözümleri tüketti mi? Başvuru sahiplerinin şikayetlerinin yalnızca tutukluluk süreleriyle ilgili olmadığı, aynı zamanda yerel mahkemelerin ilk ve devam eden tutukluluklarını haklı çıkarmak için ilgili ve yeterli nedenleri sunmadıkları iddiasıyla ilgili olduğu ölçüde, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141 § 1(d) maddesi uyarınca bir tazminat talebi, bu şikayetlerle ilgili olarak etkili bir çözüm yolu olarak kabul edilebilir mi (bkz. Selahattin Demirtaş v. Türkiye (no. 2) [GC], no. 14305/17, § 213, 22 Aralık 2020)?

Hükümet, Ceza Muhakemesi Kanununun 141 § 1(d) maddesi kapsamındaki hukuk yolunun, tutukluluğu haklı kılacak ilgili ve yeterli nedenlerin bulunmadığına ilişkin şikayetleri de kapsayacak şekilde ulusal mahkemeler tarafından yorumlanıp uygulanıp uygulanmadığı kanıtlamak için örnek kararlar vermeye davet edilmektedir.

(b) Başvuru sahiplerinin tutukluluğu, Sözleşmenin 5 § 3 maddesinin gereklilikleriyle uyumlu muydu ?

Özellikle:

(i) Başvuru sahiplerinin tutuklanması ve tutukluluk sürelerinin uzatılması kararlarını ve bu kararlara yapılan itirazları inceleyen hakimler, söz konusu hürriyetten yoksun bırakma için ilgili ve yeterli gerekçeleri sağlama yükümlülüklerini yerine getirdiler mi (özellikle bkz. Buzadji/Moldova Cumhuriyeti [GC], no. 23755/07, § 102, AİHM 2016 (özler))?

(ii) Başvuru sahiplerinin tutukluluk süresi, Sözleşmenin 5 § 3 maddesi uyarınca “makul süre” şartını ihlal ediyor muydu?


3. Başvuru sahipleri, Sözleşmenin 5 § 4 maddesinin gerektirdiği şekilde, özgürlükten yoksun bırakılmalarının yasallığına itiraz edebilecekleri etkili bir çözüm yoluna sahip miydi? Özellikle, Hükümet, başvuru sahipleri tarafından yapılan aşağıdaki şikayetlere cevap vermeye davet edilmektedir:

(i) tutukluluk sürelerinin uzatılması kararları ve bu kararlara itirazları duruşmasız olarak incelendiği ve savcıların görüşleri kendilerine iletilmediği için silahların eşitliği ilkesine uyulmadı;

(ii) soruşturma dosyasına erişimlerine getirilen kısıtlama nedeniyle gözaltına alınmalarına etkili bir şekilde itiraz edemediler;

(iii) tutukluluğu itirazları incelenmemiş veya geç incelenmiştir;

(iv) tutukluluklarını uzatma kararlarının kendilerine bildirilmemesi veya bu kararlara itiraz etmelerini engelleyecek bir gecikmeyle bildirilmiş olması;

(v) özellikle avukatlarıyla iletişimlerinin izlendiği gerçeğini göz önünde bulundurarak, tutuklanmalarına itiraz etmek için etkili bir avukat yardımı veya kolaylığa sahip değillerdi;

geçen süre uzatılmıştı.


4. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesi kapsamında sağlanan tazminat yolu, Sözleşme'nin 5 § 4 maddesi anlamında şu şikayetler konusunda etkili bir hukuk yolu teşkil ediyor mu? (i) tutukluluğun gözden geçirilmesi sırasında sözlü duruşmanın yapılmaması; (ii) tutukluluk kararının bildirilmemesi veya geç bildirilmesi ve (iii) Sulh ceza mahkemelerince tutukluluğa itirazın incelenmemesi veya gecikmesi.

Hükümet, yanıtlarını desteklemek için örnek yerel mahkeme kararları vermeye davet edilmektedir.




3.544 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Kadir Öztürk

+90 545 154 8040

Yeşilova Mah. Yeşilova Sok. No:33/1

Çarşamba / Samsun

TÜRKİYE

Adsız_tasarım__1___1_-removebg-preview.png
KÜÇÜK_LOGO-removebg-preview.png

 

Uluslararası alanda tecrübeli bir insan hakları hukukçusu olan Kadir Öztürk, baroya kayıtlı bir avukat değildir.

©2023 Kadir Öztürk

bottom of page