TUTUKLULUK SÜRESİNİN BELİRLENMESİ
CASE OF WEMHOFF v. GERMANY
(Başvuru Numarası: 2122/64)
Geriye, Madde 5 (3)’ün (mad. 5-3) ilgili olduğu tutukluluk süresinin sonunun, mahkûmiyet kararının kesinleştiği gün mü yoksa sadece ilk derece mahkemesi tarafından dahi olsa suçlamanın belirlendiği gün mü olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Mahkeme, ikinci yorumu uygun bulmaktadır. İlk derece mahkemesinde hüküm giymiş bir kişinin, bu ana kadar tutuklanıp tutuklanmadığına bakılmaksızın, "mahkumiyetten sonra" özgürlüğün yoksun bırakılmasına izin veren Madde 5 (1 )(a)(madde 5-1-a) ile öngörülen konumda olduğu değerlendirmesi belirleyici görünmüştür. (§9)
Emsal karar için buraya tıklayınız.
AFFAIRE ABDO c. TURQUIE (Requête no 17681/04§42)
Esasa ilişkin olarak AİHM, AİHS’nin 5. maddesinin 3. paragrafında belirtilen sürenin bitiş tarihinin « ilk derece mahkemelerinde suçlamanın esası hakkında karar verildiği gün » olduğunu hatırlatmaktadır (bakınız Almanya aleyhine Wemhoff davası, 27 Haziran 1968, prg. 9, seri A no 7, ve Đtalya aleyhine Labita davası [GC], no 26772/95, prg. 147, CEDH 2000-IV).
AFFAIRE ABDO c. TURQUIE (Requête no 17681/04§42)
Emsal karar için buraya tıklayınız.
SOLMAZ V. TÜRKİYE
(Başvuru Numarası: 27561/02)
Birbirini izleyen ve çok sayıdaki tutukluluk süreleri (Örneğin tahliye sonrası tekrar tutukluluk ya da Yargıtay'ın bozma kararı sonrası devam eden tutukluluk) bir bütün olarak değerlendirilmeli ve bu şekilde Mahkeme, başvurucunun tutukluluk süresinin makuliyetini değerlendirmelidir. Dolayısıyla AİHM, Sözleşme'nin 5§1 (a) maddesi uyarınca mahkumiyet sonrası başvurucunun tutuklu bulunduğu süreleri başvurucunun toplam özgürlüğünden mahrum bırakıldığı süreden çıkararak değerlendirmelidir.
Emsal karar için buraya tıklayınız.