top of page

YALÇINKAYA DAVASININ AİHM'DEKİ BENZER DAVALARA ETKİSİ VE TÜRK HÜKÜMETİ TARAFINDAN ALINACAK ÖNLEMLER

Yazarın fotoğrafı: Kadir ÖztürkKadir Öztürk

Güncelleme tarihi: 21 Eyl 2023

Gülen Hareketi'ni yakından ilgilendiren Yüksel YALÇINKAYA v. Türkiye (B. No.: 15669/20) davasında Büyük Daire'nin verdiği karar 26/09/2023 günü açıklanacak. Söz konusu davanın niteliği, çıkacak olası karar ile bu kararın etkileri ile ilgili tarafıma çokça sorular sorulmakta. Ben de mevcut tüm soru işaretlerini ortadan kaldıracak şekilde beş yazılık bir yazı serisi hazırladım.


Aşağıda ele aldığım tüm konu başlıklarını bulabilirsiniz. Tüm sorulara cevap vermeye çalıştım yine de soru sormak isteyen olursa tarafıma sorularını rahat bir şekilde yöneltebilir.


(16/09/2023 tarihli 1. yazımda ele aldığım konular aşağıdadır. ilgili yazıya ulaşmak için tıklayınız)

I. AİHM’İN BU DAVAYA VERDİĞİ ÖNEM

II. BU DAVANIN GÜLEN HAREKETİNE İLİKİN ŞU ANA KADAR GÖRÜLEN DAVALARDAN FARKI

A. AKGÜN V. TÜRKİYE DAVASI (B. NO.: 19699/18)

B. TURAN VE DİĞERLERİ v. TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no. 75805/16 ve diğer 426 başvuru)

C. YALÇINKAYA V. TÜRKIYE (B. NO.: 15669/20) DAVASI


( Bu yazımda ele aldığım konular aşağıdadır. Yeşil ile gösterilen herhangi bir başlığa doğrudan gitmek için ilgili başlığın üzerine tıklayınız)





(3. Yazı)

C. YENİDEN YARGILAMA TALEBİ

i. Yalçınkaya Hakkındaki Mahkûmiyet Kararı

ii. Yeniden Yargılama Müessesesi

iii. Yalçınkaya Davasında İhlal Edildiği İddia Edilen Maddeler ve Yeniden Yargılamaya Etkisi


(4. Yazı)

A. YALÇINKAYA DAVASININ TUTUKLULAR BAKIMINDAN SALIVERİLMEYE ETKİSİ

B. YALÇINKAYA DAVASININ KAMU GÖREVİNDEN ÇIKARILMALARA ETKİSİ

i. Kamu Görevinden Çıkarılmasına Gerekçe Olarak Somut Herhangi Bir İddia Gösterilmeyen Kişiler (KHK ile çıkarılanlar)

ii. Kamu Görevinden Çıkarılmasına Gerekçe Olarak Somut Herhangi Bir İddia Gösterilen Kişiler


(5. Yazı)

YALÇINKAYA KARARI SONRASI KİMLER HANGİ BAŞVURULARI YAPMALI

I. TUTUKLULAR

II. HÜKÜMLÜLER

A. AİHM’E BAŞVURAMAYAN, BAŞVURU SÜRESİNİ KAÇIRANLAR YA DA BAŞVURUSU REDDEDİLENLER

B. AİHM ÖNÜNDE BAŞVURUSU DERDEST OLANLAR

III. YALÇINKAYA V. TÜRKIYE (B. NO.: 15669/20) DAVASININ ETKİSİ


Yalçınkaya davasının bir etki yaratacağını düşünmemizin nedeni Mahkeme’nin ilk defa yıllardır dile getirdiğimiz şikâyetlerin esasına ilişkin bir karar verecek olmasıdır. Duruma göre bu davanın etkisi tutuklamaları sona erdirebilir, mahkumiyetleri ortadan kaldırabilir, zararların tazminini sağlayabilir. Ayrıca bu dava Mahkeme önündeki diğer davalar hakkında Mahkeme’nin tavrını da ortaya koyacaktır.


Aşağıda özellikle Yeniden Yargılama Talebi, Tutukluların Salıverilme Talebinde Bulunması olmak üzere bu davanın AİHM önündeki diğer davalar üzerinde etkisi ile karar sonrası Türk Hükümeti’nin alacağı özel ve genel tedbirler üzerinde duracağım.


A. AIHM ÖNÜNDEKI DAVALAR BAKIMINDAN

i. Söz Konusu Davanın Bir Pilot Karar Olmaması

Pek çok kimsenin söylediğinin aksine söz konusu karar bir pilot bir karar olmayacaktır. Mahkeme, kendisine sunulan bir başvuruya dayanak oluşturan olayların, ilgili Sözleşmeci Tarafta yapısal veya sistemik bir sorunu ya da diğer benzer başvuruların yapılmasına neden olan ya da olabilecek nitelikte başka bir aksaklığın varlığını ortaya koyması durumunda, pilot karar usulünü uygulamaya karar verebilmekte ve bir pilot karar verebilmektedir.


Ancak Mahkeme, pilot karar usulünü uygulamaya karar vermeden önce, tarafları, incelenmesi gereken başvurunun ilgili Sözleşmeci Taraf bünyesinde bu türden bir sorun ya da aksaklıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve başvurunun bu usule göre incelenmeye elverişli olup olmadığı hakkında görüşlerini sunmaya davet etmelidir. Mahkeme tarafları böyle bir görüş sunmaya davet etmediği için söz konusu dava Mahkeme tarafından PİLOT KARAR OLARAK NİTELENDİRİLMEMEKTEDİR.


ii. Söz Konusu Davanın Bir Öncü Karar (Leading Judgment) Olması

Yalçınkaya v. Türkiye (B. No.: 15669/20) davası AİHM Dairesi önünde yalnızca üçüncü seviye (en düşük) öneme sahipken, Daire, söz konusu davanın ‘Sözleşme veya Protokollerinin yorumlanmasına ilişkin ciddi bir sorun teşkil etmesi nedeniyle’ yargılama yetkisini Büyük Daireye bırakmıştır (karar için tıklayınız). Bu haliyle söz konusu dava KEY CASE (ANA DAVA) niteliğini almıştır ve benzer davalarda öncü karar olma niteliğine haizdir.


Mahkeme önünde 4 ayrı oluşum (karar mercii) vardır. Bunlar:

  • On yedi hâkimli Büyük Daire

  • Yedi hâkimli Daire

  • Üç hâkimli Komite ve

  • Tek hâkimli oluşum’dur.


Tek Hâkim’in, kabul edilebilirlik ve gerektiği takdirde, adil tazminle ilgili kararını içeren bir karar vermeye yetkisi yoktur. Ancak Komite, davadaki temel sorun, Sözleşme ve Protokollerinin uygulanması veya yorumlanması ile ilgili olup, zaten Mahkeme’nin yerleşik içtihadının konusu ise, davayı kabul edilebilir bulabilir ve aynı zamanda davanın esasına ilişkin karar verebilir’ (Sözleşme 28§1 (b), İç Tüzük md 53§2).


Büyük Daire kararı kesindir ve Büyük Daire söz konusu başvurudaki şikâyetler ile ilgili bir ihlal kararı aldığında KOMİTE BU KARARA GÖRE HAREKET EDECEK VE ÖNCÜ KARARA BENZER HUKUKİ DURUMLARDA AYNI KARARI VERECEKTİR. Komite’nin bu kararları kesindir ve herhangi bir itiraz mercii de yoktur. Bu şekilde, MAHKEME ÖNÜNDEKİ BENZER ŞİKÂYETLER KOMİTE TARAFINDAN ÇOK DAHA KISA SÜRE İÇİNDE SONUÇLANDIRILABİLECEKTİR.


B. TÜRK HÜKÜMETİ TARAFINDAN ALINACAK ÖZEL VE GENEL ÖNLEMLER


Bilindiği gibi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) yaptığı yargılamaların dayanağı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’dir (AİHS). AİHM kararlarının icra edilmesine AİHS’nin 46. maddesinde, yer verilmiştir. Bu maddeye göre taraf devletler AİHM’in verdiği kararlara uymayı taahhüt ederler (1. fıkra) ve AİHM kararlarının taraf devletlerce uygulanması Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesi adına Delegeler Komitesi tarafından denetlenir.


AK Bakanlar Komitesi ve onun alt düzeyli eşdeğeri olan Delegeler Komitesi siyasi olarak AİHM kararlarının icrasının temin edilmesinden sorumlu birimdir. Teknik anlamda bu denetim ile yetkili birim, AK İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Genel Müdürlüğü bünyesinde yer alan İnsan Hakları Direktörlüğü altında yapılandırılan AİHM Kararlarının İcrası Dairesi’dir.


AİHM’in verdiği ihlal kararlarının icrası en genel anlamda başvuranın durumunun ihlal öncesi haline dönüştürülmesi, bu mümkün olmadığında ise uygun bir tazminat ödenmesini gerektirir.


AİHM kararlarının icrası iki ana öğeden oluşur; bunlar bireysel (özel) önlemler ve genel önlemlerdir. Bireysel önlemler, başvuranın hakkının ihlaline yol açan sebepleri ortadan kaldırmayı sağlayan tüm tedbirler veya ödenecek tazminattır. Genel önlemler ise başvuruya konu ihlali herkes için ortadan kaldırmayı ve böylece ihlalin devamını önlemeyi sağlayacak tedbirlerden (mevzuat veya uygulama değişiklikleri) oluşur.


Yalçınkaya davasında bir ihlal çıkması durumunda gereğinin yerine getirilmesi ve benzer ihlallerin yaşanmaması için bu karar Türk Hükümeti’ne bildirilecektir. Türk Hükümeti bireysel önlemler adına başvurucuya tazminat ödeyecek ve İHLALE NEDENLERİNİ BERTARAF EDECEK ŞEKİLDE başvurucunun yeniden yargılanmasını sağlayacaktır.


Örneğin Unel v. Turkey (Application No. 35686/02) davasının başvurucusu Türk Mahkemeleri önünde rüşvet iddiasıyla yargılanmış ancak AİHM iddia edilen video kayıtlarının duruşmalara getirilmemesi ve başvurucunun bildirdiği tanığın duruşmada dinlenmemesi nedeniyle etkili bir yargılama yapılmadığına karar vererek başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine hükmetmiştir. AİHM’in ihlal kararı sonrası Hükümet’in aldığı bireysel önlemler aşağıdaki gibidir (Burada Hükümet başvurucunun yeniden yargılanmasını sağlayarak video ve ses kaydının duruşmaya getirilmesi, birtakım tanıkların duruşmaya çağırılarak ifadesinin alınması gibi İHLALİN BERTARAF EDİLMESİ AMACIYLA ÇOK SPESİFİK ÖNLEMLER ALMIŞTIR):


i. Yalçınkaya Kararı Sonrası Türk Hükümeti Tarafından Alınacak Özel Önlemler

Örnek verdiğim davada alınan önlemlerle benzer şekilde Yalçınkaya davası sonrası aşağıdaki özel önlemler alınacaktır:

  1. Yalçınkaya’ya tazminat ödenmesi

  2. Hukuksuz Bir Şekilde Mahkumiyetine Neden Olan İhlalleri Tamamen Ortadan Kaldıracak Şekilde Yalçınkaya’nın Yeniden Yargılanması


ii. Yalçınkaya Kararı Sonrası Türk Hükümeti Tarafından Alınacak Genel Önlemler

Unel v. Turkey (Application No. 35686/02) davasında alınan genel önlemler aşağıdaki gibidir:

Bu önlemlerle benzer şekilde Yalçınkaya davası sonrası diğer tüm davaları da etkileyecek şekilde aşağıdaki genel önlemler alınacaktır:


1. İhlal Edilen Maddeler Bakımından Gerekli Mevzuat Düzenlemelerinin Yapılması

Türk Ceza Kanunu'nun 314'üncü maddesi, Terörle Mücadele Kanunu’nun 6’ıncı maddesinin ikinci fıkrası ile 7'nci maddesi kapsamında Türk yetkililerin uygulamalarının Sözleşme'yi ihlal ettiği AİHM ve Avrupa Konseyi tarafından sürekli dile getirilmektedir. Yalçınkaya davasında da bu şekilde bir karar çıkacaktır. Buna rağmen Türk Hükümeti’nin aşağıdaki şekilde ‘herhangi bir mevzuat değişikliğine gerek olmadığı’ savunmasını yapacağını düşünüyorum.


Ayrıca Yargılamanın Uzun Sürmesi şikâyeti ile ilgili AİHM’in Ümmühan Kaplan v. Turkey pilot kararından sonra Türkiye AİHM önündeki benzer 2,373 başvuruyu çözüme kavuşturmak üzere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanunu çıkarmış ve ilgili tüm davaları bu kanun çerçevesinde kurulan komisyon ile tazminat ödemek suretiyle çözüme kavuşturmuştur. AİHM, söz konusu komisyonun kurulmasını gerekçe göstererek benzer 2,373 başvuruyu sırasıyla Müdür Turgut and Others v. Turkey, Demiroğlu and Others v. Turkey, Behçet Taş v. Turkey kayıttan düşürmüştür.


Her ne kadar Yalçınkaya davası pilot yargılama olmasa da çıkacak ihlal kararına göre Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu ile Türk Hükümeti arasındaki görüşmeler sonrası yapılacak bir mevzuat değişikliği ile benzer bir durum yaşanabilir.


2. Kararın Türkçe’ye Çevrilmesi ve AYM Dahil Tüm Yüksek Mahkemelere Gönderilmesi

3. Hakimlerin AİHM İçtihatları Konusunda Eğitilmesi

4. Hakimlerin Yüksek Mahkeme Kararlarına Uymasının Sağlanması

Hâkim ve Savcıların terfilerinde kararlarının yüksek mahkemeler tarafından onaylanması da dikkate alınmaktadır. Bu bağlamda Türk Hükümeti’nin belirttiği üzere hakim ve savcılar terfi etmek için yüksek mahkeme kararlarını dikkate almak zorundadır.


5. Sonuç Olarak Benzer İhlallerin Önlenmesinin Sağlanması

Ayrıca Türk Hükûmeti yukarıda belirtilen genel önlemler ile birlikte benzer ihlallerin tekrar yaşanmamasını da taahhüt edecektir.


(20.09.2023 tarihli 3. yazımda aşağıdaki konuları ele alacağım.)


C. YENİDEN YARGILAMA TALEBİ

i. Yalçınkaya Hakkındaki Mahkûmiyet Kararı

ii. Yeniden Yargılama Müessesesi

iii. Yalçınkaya Davasında İhlal Edildiği İddia Edilen Maddeler ve Yeniden Yargılamaya Etkisi


Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Kadir Öztürk

+90 545 154 8040

Yeşilova Mah. Yeşilova Sok. No:33/1

Çarşamba / Samsun

TÜRKİYE

Adsız_tasarım__1___1_-removebg-preview.png
KÜÇÜK_LOGO-removebg-preview.png

 

Uluslararası alanda tecrübeli bir insan hakları hukukçusu olan Kadir Öztürk, baroya kayıtlı bir avukat değildir.

©2023 Kadir Öztürk

bottom of page