top of page

AİHM'DEN ÇOK ÖNEMLİ VE İSTİSNAİ BİR KABUL KARARI ALDIK

Yazarın fotoğrafı: Kadir ÖztürkKadir Öztürk

I. İÇ TÜZÜĞÜN 47. MADDESİNDE YER ALAN ŞEKİL ŞARTLARINA RİAYET EDİLMEMESİ

A. GIRIŞ


1. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne herhangi bir başvuru yapıldığında bu başvuru bir dosya numarası almaktadır. Dosya numarası başvurunun kaydedildiği yılda kaçıncı başvuru olduğunu belirtir. Örneğin 2023 yılının ilk başvurusu 1/23 olarak numaralandırılır. Bir başvuruya Mahkeme’ye ulaştığı ilk anda verilen bu numara (1/23)Başvuru Numarası’ olarak değerlendirilmez, Mahkeme tarafından bu numara ‘Dosya Numarası ya da Referans Numarası’ olarak değerlendirilir.


2. Bir başvuru, kendisine dosya numarası verildikten sonra, öncelikle İç Tüzüğün 47. Maddesinde belirtilen şartlara uyup uymadığı kontrol edilir (Mahkeme İç Tüzüğü’nün Türkçe çevirisi için buraya tıklayınız). Söz konusu maddede başvurunun sahip olması gereken şekil şartları yer almaktadır.


3. Eğer bir başvuru İç Tüzüğün 47. Maddesinde yer alan şekil şartlarına uymuyorsa bu başvuru incelenmemekte, başvuru ‘Mahkeme tarafında bir başvuru olarak kabul edilmekte’ ve ilk başta bu başvuruya verilen ‘Dosya Numarası ya da Referans Numarası’ bir başvuru numarasına dönüşmemektedir.


B. EN SIK YAPILAN HATALAR


4. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi en sık yaşanan İç Tüzüğün 47. Maddesine aykırılıklar aşağıdaki gibidir:

  • Başvurunun temsilci ya da başvurucu tarafından imzalanmaması

  • Yetki belgesinin temsilci ya da başvurucu tarafından imzalanmaması

  • İç hukuk yollarının tüketildiğine dair belgelerin tam ve eksiksiz olarak sunulmaması

  • Başvurunun süresi içerisinde AİHM’e sunulduğuna dair belgenin (genelde İç hukuktaki nihai kararın tebliğ edildiğine dair belge) sunulmaması

  • Başvuru formunun sayfa sayısının arttırılması

  • İç Tüzüğün 47 § 2 (B) maddesi kapsamında ek beyanlarda sayfa sınırının aşılması


5. Yukarıdaki gerekçelerden biri nedeniyle Mahkeme eğer bir başvurunun İç Tüzüğün 47. Maddesinde belirtilen şartlara uymadığına kanaat getirirse bu durumu bir yazıyla başvurucu ya da temsilcisine bildirir.


C. IÇ TÜZÜĞÜN 47. MADDESINDE YER ALAN ŞEKIL ŞARTLARINA RIAYET EDILMEMESI DURUMUNDA MAHKEME’NIN HAREKET TARZI

i. Dosyayı Tamamen İmha Etme

6. Mahkeme eğer bir başvurunun İç Tüzüğün 47. Maddesinde belirtilen şartlara uymadığına kanaat getirirse iki farklı usul izlemektedir. Bunlardan ilki söz konusu eksikliği başvurucu ya da temsilcisine bildirip, eksikliğin giderilmesi için herhangi bir süre vermeksizin başvuruyu tamamen imha etmektir. Eğer başvurucunun şansı varsa, Mahkeme’nin söz konusu yazısı kendisine ulaştığında iç hukuktaki nihai karar tarihinin üzerinden henüz 4 ay geçmediyse ikinci bir başvuruyu yeni baştan yapabilir. Ancak bu her zaman mümkün olmayabiliyor.

7. Aşağıdaki 1 numaralı görselde Mahkeme her ne kadar 01/06/2022 tarihinde başvurucunun temsilcisine eksiklikle ilgili bir yazı gönderse de Mahkeme’nin bu yazısı temsilciye hiç ulaşmamıştır. Görselde yer alan başvurunun taraflarının 23/02/2023 tarihinde benimle irtibata geçmeleri üzerine benim de Mahkeme ile irtibata geçmem sonucu taraflar aynı tarihte Mahkeme’nin 01/06/2022 tarihli yazısından haberdar olmuşlardır. Maalesef bu tarihte de ikinci bir başvuru yapmak mümkün değildi.


1 numaralı görsel :



ii. Dosyayı İmha Etmeksizin Başvurucuya Süre Verme

8. Mahkeme’nin bir başvurunun İç Tüzüğün 47. Maddesinde belirtilen şartlara uymadığına kanaat getirdiğinde izlediği ikinci usul ise: başvuruyu imha etmeksizin söz konusu eksikliğin giderilmesi için başvurucu ya da temsilcisine süre vermektir (Aşağıdaki 2 numaralı görsele bakınız). Dikkat edin: ilkinde Mahkeme başvuruyu tamamen imha ettiği için iç hukuktaki nihai karar tarihinin üzerinden henüz 4 ay geçmediyse ikinci bir başvurunun yeni baştan yapılması gerektiği halde ikincisinde Mahkeme, başvuruyu imha etmeden söz konusu eksikliğin giderilmesi için başvurucu ya da temsilcisine belli bir süre vermektedir, bu sürenin iç hukuktaki nihai karar tarihinin üzerinden 4 ay geçip geçmemesi ile ilgisi yoktur. Tabi eğer her ne kadar Mahkeme belli bir süre vermiş dahi olsa Mahkeme’nin yazısının başvurucu ya da temsilcisine geç ulaşması durumunda artık söz konusu eksikliğin tamamlanması mümkün değildir.


2 numaralı görsel :


9. Açık olmak gerekirse Mahkeme’nin söz konusu yazısı çoğunlukla başvurucu ya da temsilcisine ulaşmamaktadır, maalesef bu mağduriyet çok sık yaşanıyor. Haliyle de başvurucu ya da temsilci ‘ben zamanında bir başvuru yaptım.’ zannı taşısa da Mahkeme’nin yazısının kendilerine ulaşmaması nedeniyle başvurularda yer alan eksikliğin tamamlanmamasından ötürü başvuruları Mahkeme tarafından başvuru olarak kabul edilmemekte, yalnızca dosya numarası verilmiş sıradan bir belge olarak kalmaktadır.


II. İDARİ RET KARARI

A. İçTüzüğün 47. Maddesi


10. Mahkeme İçtüzüğü’nün 47. Maddesi (Mahkeme İçtüzüğü için tıklayınız) Mahkeme’ye bir başvuru sunarken başvurucunun uymak zorunda olduğu şekil şartları ile başvurunun içermesi gereken bilgi ve belgelerin neler olmasını gerektiğini belirlemektedir (Mahkeme İçtüzüğü’nün 47. Maddesi için tıklayınız). Bu maddenin amacı Mahkeme’nin bir başvuruyu incelemesini kolaylaştırmaktır.


11. Örnek olarak bir başvuru Mahkeme’nin web sitesinde yer alan başvuru formu kullanılarak yapılmalıdır. Başvuru formunda ilgili alanlar herhangi bir kısaltmak yapmaksızın ve de sembol kullanmaksızın eksiksiz bir şekilde doldurulmalıdır. Başvuru formuna yazılan olgular kısa, öz ve okunaklı olmalıdır. Başvuru formunun ilgili bölümlerinde belirtilmesi gereken bilgilerin, Mahkeme’nin, başvurunun konusunu ve kapsamını başkaca bir belgeyi incelemeksizin belirlemesine yetecek düzeyde olması gerekmektedir.


B. idari ret kararı


12. Eğer başvuru formu Mahkeme İçtüzüğü’nün 47. Maddesinde belirtilen gerekliliklere uygun değilse bu form Mahkeme tarafından incelenmez, başka bir ifadeyle söz konusu başvurusu ‘İDARİ OLARAK REDDEDİLİR. Yukarıda Dosyayı Tamamen İmha Etme ya da Dosyayı İmha Etmeksizin Başvurucuya Süre Verme şeklinde Mahkeme’nin iki farklı şekilde idari ret kararı verdiğinden bahsetmiştim (Bakınız para: 6-9). Bu idari ret kararına karşı kural olarak herhangi bir itiraz yolu söz konusu değildir.


13. Ancak başvurucu, Mahkeme’nin İçtüzüğün 47. Maddesinde belirtilen gerekliliklere açık şekilde uyulmadığını gösteren deliller ile desteklenmiş geçerli ve makul iddiasını sunması için bir karar alınmasını talep ederek ya da İçtüzüğün 47. Maddesinde belirtilen gerekliliklere uyduğunu delilleri ile birlikte göstererek idari ret kararına itiraz edebilir. Eğer İçtüzüğün 47. Maddesinde belirtilen gerekliliklere açık şekilde uyulmaması nedeniyle Mahkeme bir başvuruyu reddetmişse, bu karara karşı itiraz edilmesi gereksiz bir hamle olacaktır ve Mahkeme'nin iş yükünü gereksiz bir şekilde arttırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.


III. SOMUT OLAY

A. BAŞVURU


14. Avukat temsilci Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden itibaren dört ay içerisinde Anayasa Mahkemesi’nin kararını da ekleyerek Mahkeme’ye başvuru yapmıştır.


B. İDARİ RET KARARI

i. İdari Ret Kararının Sebebi

15. Mahkeme ‘Anayasa Mahkemesi’nin … sayılı kararının başvurucuya tebliğ edildiği tarihi gösterir belgenin sunulmaması’ nedeniyle başvuruyu reddetmiştir. Karara ait görsel aşağıda sunulmuştur:

3 numaralı görsel :


ii. İdari Ret Kararının Usule Aykırı Olması

16. Mahkeme önünde ileri sürülen her bir şikâyetin, o şikâyet ile ilgili iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra, nihai karar tarihinden itibaren dört aylık süre içinde yapıldığının gösterilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, nihai kararın tarihinin kesin olarak belirtilmesi büyük önem taşımaktadır. Bunu kanıtlayabilmek için, söz konusu tarihi gösterir kararın bir örneği veya kesin kararın tebliğ tarihini gösteren kayıtlı mektubun veya zarfın bir kopyası Mahkeme’ye sunulmalıdır.

17. Somut olayımızda, başvuru, nihai karar tarihinden itibaren dört içerisinde yapıldığı için ‘Mahkeme önünde ileri sürülen her bir şikâyetin nihai karar tarihinden itibaren dört aylık süre içinde yapıldığının gösterilmesi adına yalnızca kararın bir örneğinin sunulması yeterlidir’. Avukat temsilci, Anayasa Mahkemesi’nin kararını eklemek suretiyle nihai karar tarihinden itibaren dört aylık süre içinde başvuru yaptığını göstermiştir. Sonuç olarak Mahkeme’nin idari ret kararı usule uygun değildir.

ÖNEMLİ NOT: Eğer başvuru nihai karar tarihinden itibaren dört ay sonra yapılırsa söz konusu kararın tebliğ edildiğine dair belge sunularak BAŞVURUNUN, TEBLİĞ TARİHİNDEN İTİBAREN DÖRT AYLIK SÜRE İÇİNDE YAPILDIĞININ GÖSTERİLMESİ GEREKİR.


iii. İdari Ret Kararının Sonucu

18. Somut olayımızda idari ret kararının aşağıda belirtilen iki sonucu vardır.

  • Kural olarak idari ret kararına herhangi bir itiraz yolu bulunmadığı için söz konusu İDARİ RET KARARI KESİNDİR.

  • İdari ret kararına konu başvuru FİZİKEN İMHA EDİLMİŞTİR.


C. İTİRAZ SÜRECİ


19. İdari ret kararına karşı kural olarak herhangi bir itiraz söz konusu değildir (Bakınız para: 12-13). Ancak yukarıda belirtildiği üzere (para: 16-17) söz konusu idari ret kararının usule aykırı olması nedeniyle bu usule aykırılığı somut delilleri ile dile getirerek Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğü’ne itirazımızı sunduk.


D. İTİRAZIN KABULU VE YENİDEN İNCELEME

i. İtirazın Kabulü

20. Mahkeme yapılan itirazı haklı bularak başvuruyu yeniden incelemeye alacağını belirtmiştir (Aşağıdaki 4 numaralı görsele bakınız).


4 numaralı görsel :


ii. Yeniden İnceleme

21. İtirazın kabulü ile Mahkeme söz konusu başvuruyu yeniden incelemeye almıştır. Bu aşamada Mahkeme söz konusu başvurunun İçtüzüğün 47. Maddesinde belirtilen gerekliliklere uyup uymadığını yeniden inceleyecektir ve gerekirse yeni bir idari ret kararı da verilebilir.

22. Mahkeme’nin yeniden inceleme yapabilmesi adına ilk başvurunun ekleri ile birlikte hiç değiştirilmeksizin yeniden Mahkeme’ye sunulması gerekir. Bunun için Mahkeme’ye yapılan başvuruların bir suretinin muhafaza edilmesi çok büyük bir önem arz etmektedir.


iii. İtirazın Kabulünün Önemi

23. İtirazın kabulü Mahkeme önündeki yargılama usulü açısından oldukça önemlidir. Çünkü Sözleşme, Mahkeme İçtüzüğü ya da Mahkeme tarafından yayımlanan diğer yönergelerde yer almayan çok istisnai bir prosedürü devreye sokarak çok başarılı bir sonuç aldık. İdari ret kararına karşı devreye sokulan bu istisnai prosedür maalesef yalnızca Türk hukukçular arasında değil Avrupalı hukukçular arasında da bilinmemektedir. Bu durumda belki usule uygun başvuruların hukuksuz bir şekilde reddedilmesi ile sonuçlanmaktadır.

24. Türk hukukçularının da bu prosedür hakkında bilgisi olması amacıyla yaşadığımız tüm aşamaları ve bu aşamaların hukuki boyutlarını ayrıntıları ile anlatmaya çalıştım. Yine de soru olanlar tarafıma ulaşabilir.


1.643 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Opmerkingen


Kadir Öztürk

+90 545 154 8040

Yeşilova Mah. Yeşilova Sok. No:33/1

Çarşamba / Samsun

TÜRKİYE

Adsız_tasarım__1___1_-removebg-preview.png
KÜÇÜK_LOGO-removebg-preview.png

 

Uluslararası alanda tecrübeli bir insan hakları hukukçusu olan Kadir Öztürk, baroya kayıtlı bir avukat değildir.

©2023 Kadir Öztürk

bottom of page