Hükümet'in yaklaşık 2330 sayfalık savunmasının aslında 460 sayfası görüşlerini içeriyor bu görüşlerin tamamı İngilizce ve asıl savunma burada yatıyor. Geri kalan kısmında ise yaklaşık 2000 sayfalık 53 adet ek var ve bunun 450 sayfası da ByLock ile ilgili İngilizce bir rapor. Hükümet Bylock için epey çaba sarf etmiş ama nafile. Çevirmem gereken 700 sayfalık bir yer vardı ve bunun çevirisini de tamamlayıp Hükümet'in savunmasına karşı cevaplarımızı eComms üzerinden sunmaya başladık. Zaman zaman bu Hükümet'in savunmasındaki önemli noktaları sizinle paylaşacağım.
A.1. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden Doğan Yükümlülükleri Askıya Alma
A.1.1. Derogasyon Bildirimi
Olağanüstü halin ilanını takiben, Sözleşme'nin 15.maddesi uyarınca Türkiye, 21 Temmuz 2016 tarihinde Avrupa Konseyi Genel Sekreteri'ne bildirimde bulunarak Sözleşme'den doğan yükümlülükleri askıya alma hakkına başvurmuştur. OHAL'in uzatılmasına ilişkin alınan kararlar da Avrupa Konseyi Genel Sekreteri'ne sunuldu. Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin (bundan böyle "ICCPR" olarak anılacaktır) 4. Maddesi uyarınca, Birleşmiş Milletler Sekreterliği'ne benzer bir bildirim sunulmuştur.
FETÖ/PDY tarafından 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında olağanüstü hal ilan edilmesinin Sözleşme'nin 15. maddesi kapsamına girdiğine şüphe yoktur.
AİHM ayrıca, 15 Temmuz askeri darbe girişimi ve diğer terör eylemlerinin milletin hayatına yönelik oluşturduğu tehditle mücadele etmek amacıyla olağanüstü hal ilan edildiğini belirten Türkiye tarafından yapılan derogasyon bildiriminin, Sözleşme'nin 15. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen resmi gereklilikleri yerine getirdiği sonucuna varmıştır (bkz . Türkiye, no. 16538/17, § 73, 20 Mart 2018; Mehmet Hasan Altan v. Türkiye, no. 13237/17, § 89, 20 Mart 2018; Alparslan Altan v. Türkiye, 12778/17, § 72, 16 Nisan 2019).
I. FETÖ/PDY’nin YAPISI
FETÖ/PDY’nin 1970'li yıllarda hayırsever bir eğitim çalışması olarak faaliyetlerine başladığı belirtilerek bu örgütün 15 Temmuz 2016 tarihine kadar süreci yanlı olarak anlatılmıştır. Ama dikkatinizi çekmek isteriz ki 15 Temmuz 2016 tarihine kadar bu örgüte herhangi bir terör eylemi atfedilememiştir, yalnızca gerekçe sunulmadan soyut bir şekilde sürekli ‘terör örgütü kelimesi’ kullanılmakla yetinilmiş, örgütü 15 Temmuz’a kadar terör örgütü olarak nitelendirilebilecek herhangi bir unsurda bahsedilmemiştir. [Hukuk çevirmeni notu]
A. FETÖ/PDY’nin GENEL YAPISI
Soğuk Savaş'ın sona ermesinin ardından FETÖ/PDY, Kafkasya, Orta Asya ve Balkanlar'daki ağını genişletmiş ve sonunda dünya çapında yaklaşık 160 ülkede varlık göstermiştir.
FETÖ/PDY, gücünün zirvesindeyken, Türkiye'de binlerce okulu ve dünya çapında yaklaşık 1.000 eğitim kurumunu kontrol ediyordu.
Yapının seviyeleri şu şekilde özetlenebilir: (1) "Halk düzeyi", hiyerarşik yapıya ait olmayan ve örgütün suç faaliyetlerinden habersiz kişilerden oluşur.
B. FETÖ/PDY SILAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN DEVLET VE ÖZEL SEKTÖR IÇINDEKI YAPILARI
1. Eğitimin İçinde Yapılanma
2. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) İçindeki Yapı
Silahlı güç kullanmadan veya sahip olmadan darbe yapmanın veya Devlet yönetimini ele geçirmenin mümkün olmadığını bilen örgüt, TSK'yı Devlet kurumları arasında en önemli ve öncelikli hedef olarak seçti.
Terör örgütü, faaliyetlerinin bilinmemesi, örgüt üyelerinin ortaya çıkarılmaması ve faaliyetlerinin herhangi bir engel olmadan başarılı olabilmesi için gizliliğe son derece önem vermiştir.
TSK bünyesindeki örgüt mensupları genellikle başkaları nezdinde dini inançlara uygun yaşamak, çocuklarını örgüte bağlı okullara veya özel öğretim kurumlarına göndermek, Bank Asya'ya para yatırmak, gizli haberleşme uygulaması olan ByLock uygulamasını kullanmak, örgüte bağlı şirket, dernek, gazete ve dergilere abone olmak gibi örgütle bağlantılı sayılabilecek her türlü faaliyetten uzak tutulmuştur.
Örgütün TSK içinde belli ölçüde güçlendiği 2007 yılından itibaren, örgüt tarafından kullanılamaz olarak görülen askeri personel hakkında imzasız mektuplar ve zincirleme postalar gönderilmiştir. Örgütün hedefindeki askerler hakkında örgüte mensup savcılar tarafından soruşturma başlatılmış, bu askerler ilgili örgüte mensup hakimler tarafından yargılanmış, söz konusu askerler kamuoyunda çeşitli isimlerle bilinen çok sayıda davada mahkum edilmiştir. [Erdoğan’ın Ergenekon’un savcısı oluğunu iddia ettiği dönem]
3. Yargı İçindeki Yapı
FETÖ/PDY ile bağlantısı olan yargı mensupları (özellikle yakın zamana kadar görevde olanlar) özel yetkili mahkemelerde ve savcılıklarda örgütlenerek örgütün çıkarına ve yargı içindeki örgüt imamlarından aldıkları talimatlar doğrultusunda hareket etmişlerdir.
4. Emniyet Teşkilatı İçindeki Yapı
Örgütün emniyet yapılanmasının ortaya çıkarılması amacıyla başlatılan soruşturmalarda, örgütün emniyet teşkilatı içinde hiyerarşik bir yapı kurduğu, örgüt üyelerinin örgütün verdiği talimat ve emirlere harfiyen uyduğu, emniyet teşkilatı içindeki atama ve nakillerde örgütün çok etkin rol oynadığı, örgüt üyelerinin örgütün stratejisine uygun olarak emniyet teşkilatı içerisinde casusluk faaliyeti yürüttükleri ortaya çıkmıştır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan 2017/68532 sayılı soruşturma kapsamında isimsiz tanık Garson tarafından soruşturma makamlarına teslim edilen mikro SD hafıza kartlarından elde edilen verilerde FETÖ/PDY'nin emniyet personeline ilişkin tuttuğu profil kayıtları ortaya çıkarılmıştır.
İstanbul'da 19 Ocak 2007 'de Agos Gazetesi'nin başyazarı Hrant Dink'in silahlı saldırı sonucu öldürülmesi olayıyla ilgili olarak; FETÖ/PDY üyesi oldukları iddia edilen çok sayıda polis hakkında, olaydan haberdar olmalarına rağmen cinayete engel olmadıkları iddiasıyla İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde (E. 2015/337) suç duyurusunda bulunuldu (Anayasa Mahkemesi E.2016/6 (muhtelif), K.2016/12, 4/8/2016, § 16/c).
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Dışişleri Bakanı, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı ve Genelkurmay İkinci Başkanı'nın katılımıyla 13 Mart 2014 tarihinde Dışişleri Bakanlığı'nda yapılan gizli bir toplantının siyasi ve askeri casusluk amacıyla dinlendiği ve ses kayıtlarının internette yayınlandığı iddiasıyla (2014/47602 sayılı) soruşturma başlattı. [Bu gerekirse Suriye’den iki roket attırırız iddiası sanki?]
Darbe girişimiyle ilgili soruşturmalardan birinde şüpheli olarak görev alan bazı emniyet mensuplarının cep telefonlarında, darbe girişimi gecesi aşağıdaki mesajların gönderildiği tespit edilmiştir:
"Değerli abiler şu an askerler yönetime müdahale etmeye başladı herkes işini gücünü bıraksın bulunduğu yerde arkadaşlarını yönlendirsin ve askerlerin müdahalesine yardımcı olmalarını temin etsin, direnmesinler direnen emniyet güçlerine engel olsunlar her ilden ve bölgeden yapılan müdahale konusunda bilgi alalım bu stratejiyle hareket edip bizi her yerden bilgilendirin düzgün not yazın askerlere direnmesin arkadaşlar direnenlerin direncini kırsınlar özellikle özel harekatta ve çeviktekiler askere teslimiyet gösterip menfilerin direnci kırılsın herkese ulaşalım"; "abiler emniyetten gelen emirleri yerine getirmemeliler"; "herkes g.kurmaya gitsin devrelerle birbirleriyle bağlantı kursun zincir kursunlar haberdar olmayan kalmasın emekliler dahil"; "silahını alıp genelkurmaya gitsin"; "ankarada muazzaf ve emekli olan kim varsa silahını alıp genkur. egm. ankara emniyet, kom. Tem ve yıldızın önüne giderek direnen herkesi indirsin bu konuda askere yardımcı olsun kimse evinde durmasın duran vebaldedir... herkese duyurun") (İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10 Ekim 2016 tarihli iddianamesi, no. E.2016/3799).
Bir sonraki yazı: Hükümet'in Savunmasından Notlar-2
Comments