KAYITTAN DÜŞME ORANI %20’E YAKIN, PEKİ SORUMLUSU KİM?
15 Temmuz 2016 tarihi sonrası #FETÖ/PDY üyeliği iddiasıyla tutuklanan ve ‘#Özgürlük ve Güvenlik Haklarının’ ihlal edildiğinden şikâyet eden başvurucular ile ilgili #AİHM, aşağıdaki davalar kapsamında başvurucuların son gözlem ve adil tazmin taleplerine karşı #Hükümet’in sunduğu en güncel (muhtemelen son) gözlemlerini 08/08/2023 tarihinde eComms üzerinden başvuruculara iletti (İlgili davalara erişmek için üzerine tıklayabilirsiniz):
Yukarıdaki davaların tamamı, 15 Temmuz 2016 tarihi sonra #FETÖ/PDY üyeliği iddiasıyla tutuklanan kişilerin, #AİHM önünde dile getirdikleri ‘#Özgürlük ve Güvenlik Haklarının’ ihlal edildiğine yönelik şikayetleri ile ilgilidir. Bu davalar kapsamında Hükümet’in yazılı gözlemleri 2022 yılı Mayıs – Haziran aylarında eComms hesaplarımıza yüklenmiş ve başvurucu veya temsilcileri 2022 yılı Ağustos – Eylül aylarına kadar en güncel gözlemleri ile adil tazmin taleplerini sunmaya davet edilmişti. Bu davalar kapsamında başvurucu veya temsilcileri tarafından #Mahkeme’ye sunulan en güncel gözlemler ile adil tazmin talepleri de 2022 yılının sonunda Hükümet’e bildirilmiş ve Hükümet de ikinci kez yazılı gözlemlerini sunmaya davet edilmiştir. Hükümet 2023 yılının başında ikinci gözlemlerini Mahkeme'ye sundu ve bu gözlemler 08/08/2023 tarihinde eComms üzerinden başvurucu ya da temsilcilerine bildirildi.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi md. 37§1 (a) uyarınca ‘Yargılamanın her aşamasında, Mahkeme ‘başvurucunun davasını takip etme niyetinde olmadığı kanısına varırsa’ bu başvurunun kayıttan düşürülmesine karar verebilir.’ Eğer Mahkeme başvurucuya cevaplaması için bir yazı gönderir de başvurucu bu yazıyı cevaplamazsa Mahkeme bu başvuruyu kayıttan düşürebilir. Maalesef bu durum çok sık karşılaştığımız bir olaydır, hatta Mahkeme başvuruculara gönderdiği yazılarda bu uyarıyı genellikle yapar.
İşte bu maddeye dayanarak, Hükümet, 2022 yılı Ağustos – Eylül aylarına kadar (süresi içerisinde) cevap verilmemesi nedeniyle çok sayıda başvurunun kayıttan düşürülmesini talep etmiştir. Mahkeme, Hükümet’in bu talebini dikkate alacaktır. Daha önceden bu konuyu gündeme getirmiştim. 19 Aralık 2022 tarihinde yayımladığım AİHM’DEKİ FETÖ İLE İLGİLİ %100 İHLAL ÇIKACAK DAVALARDA NİHAİ AŞAMADA KAYITTAN DÜŞME ORANI %9’A YAKIN başlıklı yazımda, cevap verilmemesi nedeniyle Mahkeme’nin kayıttan düşürdüğü dava oranının %9’a yakın olduğunu kaleme almıştım AMA MAALESEF GÜN GEÇTİKÇE BU TABLO DAHA DA VAHİM BİR HAL ALIYOR.
Aşağıdaki tabloda her bir davada Hükümet’in kayıttan düşürülmesini talep ettiği başvuru sayısını ve bu sayının toplam başvurucuya oranını bulacaksınız:
Yukarıdaki tabloda da görüleceği üzere Hükümet’in kayıttan düşürülmesini talep ettiği başvuru oranı %30’ları bulmuşken, eski hâkim ve savcıların yer aldığı Murat AYDIN against Türkiye and 151 other applications davasında bile bu oran %12. Bu tablo gerçekten çok üzücü bir tablo, gerçekten vahim. Peki bu üzücü tablonun ve dolayısıyla yaşanan mağduriyetlerin sorumlusu kim? Asıl sorun Mahkeme’nin gönderdiği yazıların başvuruculara ulaşmamasında yatıyor. Mahkeme ile iletişimde lojistik sıkıntıların yaşandığını her daim dile getiriyordum zaten ama ARTIK ÇUVALDIZI KENDİMİZE BATIRMANIN SIRASI GELDİ BENCE.
Cevap vermeme oranının %24 olduğu Hakan KARALOĞLU against Türkiye and 90 other applications davası üzerinden bu başvuruların kayıttan düşürülmemesi için aralarında AİHM’de daha önceden görev yapmış hukukçuların da bulunduğu pek çok hukukçunun gösterdiği çaba ve yaptıkları uyarıları anlatmaya çalışacağım. Böylelikle ‘Posta bana ulaşmadı mazeretinin neden geçerli olmadığı’ konusunda siz de hak vereceksiniz.
1. Hakan KARALOĞLU against Türkiye and 90 other applications davası 15 Nisan 2021 tarihinde Hükümet’e bildirildi. Yani bu dava için süreç 15 NİSAN 2021 tarihi itibariyle başlamıştı.
2. 11 Mayıs 2022 tarihinde yayımladığım bir yazımda bu ve bunu gibi pek çok davada Hükümet’in gözlemlerinin yakın zaman eComms üzerinden sunulacağı belirtilerek mümkünse herkesin eComms hesabı açılması tavsiye edildi.
3. 1 Haziran 2022 tarihinde bu ve bunu gibi diğer davalarda Hükümet’in gözlemleri eComms üzerinden sunuldu ve Mahkeme 24/08/2022 tarihine kadar cevap verilmesini talep etti.
4. Bu dava ile ilgili 1 Haziran’dan 24 Ağustos’a kadar, 2-3 günde bir yazdığım yazılarla Hükümet’in gözlemlerinin Türkçe çevirisi başvurucularla paylaşıldı. Yine pek çok meslektaşıma Hükümet’in gözlemlerinin tam çevirisini ücretsiz bir şekilde gönderdim. Son güne kadar cevap hazırlanması için başvurucu ile meslektaşlarım ile yoğum çaba sarf ettik hatta sırf bu konu için Youtube kanalı açarak hazırlanan videolar ile başvurucu ile meslektaşlarıma yardımcı olundu.
5. 08 Aralık 2022 tarihinde, ‘her ne kadar 24 Ağustos 2022 tarihinde cevap verme süresi dolsa da pek çok davada bu süreyi kaçıranların tarafıma ulaşması durumunda bu mağduriyeti giderebileceğimizi’ paylaştım. SAYENİZDE BU PAYLAŞIM RAĞBET GÖRDÜ VE YİNE SAYENİZDE BU PAYLAŞIM ONBİNLERCE KİŞİYE ULAŞTI.
6. Bu işin ACİLİYETİNE VE ÖNEMİNE BİNAEN Mahkeme ile çok daha hızlı iletişim kurmak amacıyla Ücretsiz Faks Gönderme Hizmeti’ni faaliyete geçirdik. Böylelikle başvurucu ve meslektaşlarımın dilekçelerini HIZLI bir şekilde Mahkeme’ye ulaştırdık.
7. Kısa bir süre içerisinde ‘DESTEKLERİNİZ SAYESİNDE 2 kişi dışında çok sayıda kişinin mağduriyetleri giderildi.’
8. Ayrıca takip edilen davalarla sınırlı olmak üzere başvurusu hakkındaki herhangi bir gelişmeden haberdar olmak isteyen başvuruculara Ücretsiz SMS Bilgilendirme Hizmeti sunmaya başladık.
9. Yukarıdaki davalarda Hükümet’in kayıttan düşürülmesini talep ettiği başvurular 2023 yılı Ocak ayına kadar -yani cevap verme süresi 5 ay geçtikten sonra bile- kurtarılabilirdi. Beni dehşete düşüren ve çok da üzen mesele şu: Hakan KARALOĞLU against Türkiye and 90 other applications davasındaki başvurucuların %24’ü, yukarıda davalarda yer alan toplamda 829 başvurucunun %18’i, 15 Nisan 2021 tarihinden – 2023 yılı ocak ayına kadar -BU 20 AYLIK SÜREÇTE- hiç mi başvurularını merak edip de birine danışmadılar. Ya da hiç mi değerli hukukçularımızın bu konudaki paylaşımlarından birine denk gelmediler. Hadi diyelim ki kendileri denk gelmedi, bir yakını, tanıdığı, dostu da mı bu paylaşımları okumadı? Çünkü, mesela ben bu konu ile ilgili her paylaşımımın sonunda MAĞDURİYET YAŞANMAMASI ADINA OKUYANLARIN OKUMAYANLARI UYARMASINI RİCA EDİYORUM. (Örneğin 8 Kas 2022 tarihli yazımın sonu aşağıdaki gibidir)
10. Başvurucuların Mahkeme’ye yaptıkları ancak başvuru numarasını dahi bilmedikleri başvurularından haberdar olmaları ve böylelikle de haksız şekilde tutuklanarak ya da hapis cezası alarak yaşadığı mağduriyetlerine yönelik şikayetlerini takip edebilmeleri amacıyla Ücretsiz Başvuru Numarası Öğrenme Hizmeti’ni geçen yıl faaliyete geçirdik.
Bu hizmet sayesinde şu ana kadar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurup da başvurusu hakkında herhangi bir bilgi sahibi olmayan, kendisine #AİHM’den herhangi bir belge gelmeyen, başvuru numarasını bilmeyen toplamda 919 başvurucu ve temsilcisine başvurularının akıbeti hakkında bilgi verildi. Ancak aynı süre zarfında #Mahkeme’nin veri tabanında böyle bir başvuru bulunmaması nedeniyle 115 (%12) başvuru hakkında herhangi bir bilgiye rastlanılmadı. Yani başvuru numarasını bilmese bile ‘Ben AİHM’e başvurmuştum hiç de bilgi gelmedi!’ deyip merak etmesi bile yeterliydi.
Değerli hukukçular Okan TAŞDELEN (AİHM Türkiye Masası B Hukukçusu), Hakan Kaplankaya (former registry lawyer @ ECtHR), Tuğçe Duygu Köksal (Former Registry Lawyer & Lawyer on the List of Counsel of @IntlCrimCourt), Av. Gizay Dulkadir (DulkadirHan Hukuk Bürosu) hanımefendi ve beyefendiler ile ismini yazmadığım nice hukukçular de hem Mahkeme’de görev yaparken hem de uluslararası bireysel başvurularda vekillerini temsil ederken edindikleri bilgi ve tecrübelerini tüm başvurucular ile paylaştı ve yine tüm başvurucuların sorularına yanıt vermeye çalıştı. Ben de kendilerinden çok istifade ettim. Kendilerinin de AİHM önündeki bireysel başvuruların usulüne uygun takip edilmesi noktasından gayretleri çok değerli, her birine ayrı ayrı teşekkür ederim.
Saçma sapan delillerle, mesnetsiz iddialarla tutuklanan, saygınlığı yerle bir edilen, ailesinden, sevdiklerinden hukuksuz bir şekilde koparılan, keyfi bir şekilde yılları dört duvar arasına sıkıştırılan, yıllarca yeni doğmuş çocuğunun bir cam arasından büyümesini seyreden, bebeğini cezaevine dünyaya getiren, koğuş avlusu çocuğu için oyun parkı olan, memurların kötü muamelesine, ayrımcılığına hatta şiddetine maruz kalan kişilerin çığlıklarının duyulması, her ne kadar bu yaşananların telafisi mümkün olmasa da en azından haklarını alabilmeleri için pek çok hukukçu -her birine tek tek teşekkür ederim- gerçekten çok uğraştı ve çok çaba gösterdi. Ancak ÇOK BASİT BİR İHMAL nedeniyle başvurucuların 5’te birinin kendi çığlıklarını susturmalarına ÇOK ÜZÜLDÜM, benim zoruma gitti. Yukarıda belirttiğim tabloda yer alan başvurucuların yaşamış olduklarını düşününce işte o tablo beni dehşete düşürdü, böyle bir tablo ile karşılaşmamalıydık. Bu başvuruların düzgün bir şekilde takip edilmesi ve yaşanan bir mağduriyet varsa bu mağduriyetin giderilmesi gerekirdi. Serzenişimde bana hak vermenizi istiyorum.
Artık Hükümet'in 165 başvurunun kayıttan düşürülmesi talebine karşı şimdi neler yapabileceğimize odaklanmamız gerekir. Hükümet’in kayıttan düşürülmesini talep ettiği tüm başvuruların listesini hazırlıyorum, bu haftaiçi ancak yetiştirebilirim. Ayrıca Hükümet’in kayıttan düşürme talebine karşı özel İngilizce bir dilekçe hazırlayacağım. Talep eden tüm başvurucular ile bu dilekçeyi ücretsiz paylaşmayı hatta talep etmeleri durumunda dilekçelerini KENDİ ADLARINA -benimle hiçbir resmi ilişki olmaksızın- Mahkeme’ye ücretsiz faks çekmeyi düşünüyorum. Bu başvurulara karşı artık yapılabilecek tek şey bu. Sorusu olan tereddüt göstermeksizin sorabilir. Allah’a emanet olun.
Kadir bey, bir dünya vatandaşı olarak, size teşekkür ederim : siz 'berlindeki hakim' siniz.
Bu yazı tarihi bir yazı, kilometre taşı