Normalde hükümetin uzun tutukluluk davalarına karşı müvekkillerime sunduğu savunmalarından dolayı yaşadığım yoğunluk nedeniyle böyle bir yazı yazma düşüncem yoktu ama gelen yoğun sorular sonrası bir yazı dizisi hazırlamaya karar verdim. Bu yazı dizimin ilk serisi olacak. AİHM, Taner Kılıç (no. 2) v. Turkey davasında ‘Bylock kullanımının kendi başına yasadışı veya suç oluşturan faaliyetin gerçekleştiğine dair nesnel bir gözlemciyi tatmin edebilecek kanıt anlamına gelmediğini tespit etmiştir.’ Bu karar ile ilgili yazımı sıcağı sıcağına karar çıktıktan sonra saatler içinde sizinle paylaşmıştım. Anayasa Mahkemesi, Harun Evren Başvurusu (Başvuru Numarası: 2020/17037)’nda ise başvurucunun Adil Yargılanma Hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Şimdi kısaca ihlale yol açan olaylardan bahsedelim.
Yaşanan Olaylar
Başvurucu FETÖ/PDY üyesi olma iddiasıyla Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmıştır. Başvurucu hakkında düzenlenen ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı’na göre user-ID'sinin 141200, kullanıcı adının hasanvatansever, şifresinin 256723*PI, tespit edilen GSM/ADSL'nin 27526285@dsmart, 141200 ID'sini ekleyenlerin T.C. kimlik numaraları da gösterilme suretiyle İ.T., Y.A., M.K. ve H.Ü. olduğu tespit edilmiştir. Başvurucu ve müdafii ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı'ndaki ID'lerin kimler tarafından kullanıldığının araştırılmasını istemiş, Mahkemece bu yöndeki talepleri reddedilmiştir. İşte buraya dikkat edin çünkü Anayasa Mahkemesi’nin ihlal verme nedeni işte burada yatmaktadır. Başvurucu Bylock uygulamasını kullandığını reddediyor ve bu uygulamanın kimler tarafından kullanıldığını araştırılmasını istiyor ancak mahkeme bu talebi dikkate almıyor. Bu çok basit bir talep bir ihlal kararı getiriyor. İşin başka bir yönü de var. Eminim pek çok kimse de aynı talepte bulundu, ancak maalesef Mahkemeler bu talepleri tutanağa geçmediler. Başvurucunun bu talepleri duruşma tutanağına geçtiği için AYM bu hususu dikkate alabildi.
Yapılan yargılama sonucu Mahkeme, başvurucunun ‘sadece FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyelerince gizlilik içerisinde kullanılan ByLock programını ADSL hattı üzerinden kullandığı ve örgütün finans kuruluşu olan Bank Asya’da hesabının bulunduğu’ gerekçeleriyle silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir. Olağan kanun yollarını tükettikten sonra başvurucu AYM’ye başvurmuştur. Yine şu husus da çok önemli başvurucu tükettiği tüm olağan kanun yollarında yani istinaf ve temyiz aşamasında da aynı şikâyetini dile getirmiştir.
AYM’nin Kararı
Öncelikle belirtmek isterim ki, sanıldığının aksine AYM,’ ByLock uygulamasını kullanmanın terör örgütünün delili olmayacağı’ yönünde bir karar vermemiştir. AYM’nin ‘İlgili Hukuk’ adıyla söz konusu kararına esas aldığı dört ayrı Yargıtay kararında açıkça görüleceği üzere; AYM hala Bylock uygulamasını kullanmayı delil olarak görmektedir. Ancak şu husus beni şaşırttı ki AYM kararın hiçbir yerinde bunu açıkça dile getirmemiş, yalnızca Yargıtay kararlarına atıf yapmakla yetinmiştir. Oysa daha önceki kararlarında AYM, açıkça Bylock uygulamasını kullanmanın terör örgütü üyeliğinin bir delili olduğunu vurgulamıştı.
Her ne kadar başvurucunu Bank Asya’da banka hesabı olsa da AYM’ye göre başvurucu esas olarak ‘ByLock kullanıcısı’ olma iddiasıyla ceza almıştır. Yargılama esnasında başvurucu Bylock uygulamasını kullanmadığını iddia ederek ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı'ndaki ID'lerin kimler tarafından kullanıldığının araştırılmasını istemiş, ancak başvurucunun bu delilin aksi yönde ileri sürdüğü hususlarla ilgili araştırma yapılmamış, delil toplatma talepleri reddedilmiştir. Halbuki başvurucunun toplatılmasını talep ettiği deliller ancak mahkeme yardımıyla elde edilebilecek niteliktedir. AYM, başvurucuya kendisinin elde etme olanağı bulunmayan delillerin aksini ortaya koyma hususunda başvurucuya makul imkânlar sunulmadığını tespit etmiş ve sonuç olarak başvurucu, usule ilişkin imkânlar noktasında iddia makamına nazaran dezavantajlı bir konuma düşürüldüğü için silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Peki Neler Yapılabilir?
AYM’nin ve AİHM’in söz konusu kararları sonrası şartlarınıza uyan aşağıdaki hukuki imkanları kullanabilirsiniz:
Yeniden Yargılanma Talebi (CMK md. 311)
Salıverilme Talebi (CMK md. 104§3)
Mahkemeden Bylock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı hakkında araştırma yapılması talebi (AİHS m. 6§3/b; CMK m. 147/1-f,176/4,202)
Bunlar tabi ki hukuki imkanlar, bu imkanları kullanabilirsiniz ama bu imkanlardan faydalanmak için kişinin gerekli şartları da taşıması gerekir. Sonraki yazımda ‘yeniden yargılanma ve bu müesseseden faydalanabilmek için gerekli şartlara’ değineceğim ayrıca sizlere örnek bir yeniden yargılama talep dilekçesi hazırlayacağım.
Allah’a emanet olun.
Comments