top of page
Image by engin akyurt

MAHKUMİYET SONRASI TUTUKLULUK

STOLLENWERK v. ALMANYA

B. No. 8844/12, 7 Eylül 2017)

(Alman) İç hukuk uyarınca, bir kişi, temyiz usulleri de dahil olmak üzere mahkumiyet sonrası değil mahkumiyeti kesinleşinceye kadar tutuklu olarak alıkonulmaktadır. Tutuklu yargılananlar, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 117 § 1 maddesi uyarınca, istedikleri zaman tutukluluklarının incelenmesini (Haftprüfung) talep edebilir veya yürütmenin durdurulmasını isteyebilir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 304. maddesi (Haftbeschwerde) kapsamında tutukluluklarına veya tutukluluklarının devamına hükmeden mahkemeye bu karara karşı temyiz başvurusunda bulunabilirler. 

Mahkeme, başvuranın tutukluluğunun kanuna uygunluğuna ilişkin, Temyiz Mahkemesinin 3 Şubat 2011 tarihli kararı ile sonuçlanan yargılamaların, 8 Aralık 2010 tarihinde (bk. yukarıda §§ 9-11), yani Yerel Mahkemenin başvuranı mahkum eden 6 Aralık 2010 tarihli kararının ardından (bk. yukarıda § 8), başladığını kaydetmektedir. Dolayısıyla, Sözleşme’nin 5 § 1 (c) ve 5 § 3 maddesi, başvuranın tutukluğuna yönelik geçerliliğini yitirmiştir (Wemhoff/Almanya, 27 Haziran 1968, § 9, Seri A no. 7). 

Sözleşme’nin 5 § 4 maddesi, Sözleşme’nin 5 § 1 (a) maddesi tarafından düzenlenen tutukluluk hususunda normalde geçerli olmaz, ancak kişinin tutukluluğuna ilişkin gerekçelerin zamanla değişmeye yatkın olması (bk. Kafkaris/Kıbrıs (k.k.), no. 9644/09, 21 Haziran 2011) veya böyle bir tutukluluğun kanuna uygunluğunu etkileyen yeni hususların ortaya çıkması (bk. Gavril Yosifov/Bulgaristan, no. 74012/01, § 57, 6 Kasım 2008) halinde uygulanabilir. Mevcut davada, bir kişinin temyiz davası dahil olmak üzere mahkumiyeti nihai oluncaya kadar tutuklu kalmasının öngörülmesi ve tutuklu yargılanan herkese aynı usul haklarının tanınması sebebiyle Sözleşme’nin 5 § 4 maddesi geçerlidir (bk. yukarıda § 21).

 

Emsal karar için buraya tıklayınız.

MAHKEME (3).jpg
Adsız tasarım.jpg
Steven WILLCOX and Scott HURFORD
against the United Kingdom
B. No. 43759/10 and 43771/12, 08/01/2013

Sözleşmeci Devletler mahkumiyet sonucunu doğuran hukuki işlemlerin tümünün Madde 6'nın gereklerine uygun olup olmadığını doğrulamakla yükümlü olmasalar da (Drozd ve Janousek/Fransa ve İspanya, § 110), bir mahkumiyet açık bir hukuksuzluğunsonucu olamaz (Ilaşcu ve Diğerleri/Moldova ve Rusya [BD], § 461. "Madde 6 hükümleri veya bu Maddede yer alan ilkelere açıkça aykırı" olan hukuki işlemler mahkumiyet ile sonuçlanırsa, bunun neticesindeki özgürlükten mahrumiyet, 5 § 1 (a) kapsamında gerekçelendirilmeyecektir (Willcox ve Hurford/Birleşik Krallık (kar.), § 95 – adaletin açıkça yerine getirilmemesi anlamına gelen hakkaniyet biçimleri örnekleriyle; ilkenin ulusal prosedürlere uygulanmasına ilişkin Stoichkov/Bulgaristan, §§ 56-58; ve Vorontsov ve Diğerleriv/Ukrayna, §§ 42-49).

​​Emsal karar için buraya tıklayınız.

Adsız tasarım.jpg

Panayiotis  Agapiou Panayi KAFKARIS v. Kıbrıs

B. No. 9644/09, 21.06.2011)

Kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılmasını haklı kılan gerekçelerin zamanla değişebileceği durumlarda, Sözleşme'nin 5 § 4 maddesinin gereklerini yerine getiren bir merciye başvurma olanağı gereklidir. Bu nedenle, İngiliz yasalarına göre, ilk ceza süresinin sona ermesi üzerine, daha fazla tutukluluk yalnızca, bireyin ne kadar tehlikeli kabul edildiği veya yeniden suç işleme riski gibi değişebilecek koşullara bağlı olduğu için, Birleşik Krallık aleyhindeki birçok davada Mahkeme, 5 § 4 maddesinin müebbet hapis cezasına çarptırılan mahkumlara, “infazı” (cezalarının cezalandırıcı ve caydırıcı kısmı) uyguladıktan sonra tutukluluklarının yasallığını belirlemek için bir hukuk yoluna başvurma hakkını güvence altına aldığına karar vermiştir (diğer kararların yanı sıra bkz. Wynne / Birleşik Krallık (no. 2), no. 67385/01, § 24, 16 Ekim 2003; Stafford, yukarıda anılan, § 87 ve Waite / Birleşik Krallık, no. 53236/99, § 56, 10 Aralık 2002). (§58)

İlgili iç hukukta yapılan son değişiklikler, mahpusların, özellikle müebbet mahkumlarının durumunda önemli değişiklikler getirmiştir. Mahkeme, kasten adam öldürme vakalarında, zorunlu müebbet hapis cezasının mahkemeler tarafından dayatılmasına rağmen, şu anda yürürlükte olan sistemin, müebbet hapis mahkumlarının asgari hapis cezasını çektikten sonra Salıverilme Kuruluna başvurmalarına izin verdiğini gözlemlemektedir (Cezaevi Kanununun 14 A (1) ve B (1) bölümleri). Başvuru sahibi, Salıverilme Kurulu'na başvurmaya zaten uygundur. Bu nedenle, iç hukuk uyarınca tutukluluğunun devamına ilişkin ihtiyacın periyodik olarak gözden geçirilmesi olanağına sahiptir. (§62)

 

Emsal karar için buraya tıklayınız.

YEĞER v. TURKEY

B. No. 4099/12, 7 June 2022)

Mahkeme, 5 § 1 (a) maddesinin, bir kişinin “yetkili bir mahkeme tarafından mahkûm edildikten sonra” hukuka uygun olarak gözaltına alınması şartının, Mahkemenin bu mahkûmiyete yol açan yargılamaları kapsamlı bir incelemeye tabi tutması ve Sözleşme'nin 6. maddesinin tüm gereksinimlerine tam olarak uyup uymadıklarını doğrulaması gerektiği anlamına gelmediğini kaydeder.  Bununla birlikte, 6. Maddenin her ihlali Madde 5 § 1 (a)'nın ihlali ile sonuçlanmasa da, Mahkeme ayrıca "mahkumiyet"in "6. Madde hükümlerine veya burada yer alan ilkelere açıkça aykırı" olan yargılamaların sonucu olması durumunda, ortaya çıkan özgürlükten yoksun bırakmanın Madde 5 § 1 (a) uyarınca haklı gösterilemeyeceğine karar vermiştir (bkz.  yukarıda alıntılanan,  § 51, daha fazla referansla birlikte; ayrıca bakınız Kereselidze - Gürcistan, no. 39718/09, § 48, 28 Mart 2019). Gerekli olan, 6. madde ile güvence altına alınan hakkın geçersiz kılınması veya özünün yok edilmesi anlamına gelecek kadar temel olan adil yargılanma ilkelerinin ihlalidir (ibid., § 53). (§46)

 

Emsal karar için buraya tıklayınız.

hakim tokmak

Kadir Öztürk

+90 545 154 8040

Yeşilova Mah. Yeşilova Sok. No:33/1

Çarşamba / Samsun

TÜRKİYE

Adsız_tasarım__1___1_-removebg-preview.png
KÜÇÜK_LOGO-removebg-preview.png

 

Uluslararası alanda tecrübeli bir insan hakları hukukçusu olan Kadir Öztürk, baroya kayıtlı bir avukat değildir.

©2023 Kadir Öztürk

bottom of page